بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَأَنۢبَتۡنَا عَلَيۡهِ شَجَرَةٗ مِّن يَقۡطِينٖ ١٤٦

Üzerine sakı olmayan cinsden (gölgelik) bir nebat bitirdik.

– Hasan Basri Çantay

وَأَرۡسَلۡنَٰهُ إِلَىٰ مِاْئَةِ أَلۡفٍ أَوۡ يَزِيدُونَ ١٤٧

Onu yüz bine peygamber gönderdik. Hattâ artıyorlardı da.

– Hasan Basri Çantay

فَـَٔامَنُواْ فَمَتَّعۡنَٰهُمۡ إِلَىٰ حِينٖ ١٤٨

Nihayet ona îman etdiler de kendilerini bir zamana kadar geçindirdik.

– Hasan Basri Çantay

فَٱسۡتَفۡتِهِمۡ أَلِرَبِّكَ ٱلۡبَنَاتُ وَلَهُمُ ٱلۡبَنُونَ ١٤٩

Şimdi sor (Habîbim) onlara: Her halde kızlar Rabbinin de, oğullar onların mı?!

– Hasan Basri Çantay

أَمۡ خَلَقۡنَا ٱلۡمَلَٰٓئِكَةَ إِنَٰثٗا وَهُمۡ شَٰهِدُونَ ١٥٠

Yoksa biz melekleri dişi yaratdık da onlar (buna) şâhid midirler?

– Hasan Basri Çantay

أَلَآ إِنَّهُم مِّنۡ إِفۡكِهِمۡ لَيَقُولُونَ ١٥١

(151-52) Haberin olsun ki onlar hakıykaten yalan söyleyerek, her halde, «Allah doğurdu» derler! Onlar elbette yalancıdırlar.

– Hasan Basri Çantay

وَلَدَ ٱللَّهُ وَإِنَّهُمۡ لَكَٰذِبُونَ ١٥٢

(151-52) Haberin olsun ki onlar hakıykaten yalan söyleyerek, her halde, «Allah doğurdu» derler! Onlar elbette yalancıdırlar.

– Hasan Basri Çantay

أَصۡطَفَى ٱلۡبَنَاتِ عَلَى ٱلۡبَنِينَ ١٥٣

Kızları oğullara tercih mi etmiş O?!

– Hasan Basri Çantay

مَا لَكُمۡ كَيۡفَ تَحۡكُمُونَ ١٥٤

Ne oluyor size? (Buna) nasıl hükmediyorsunuz?

– Hasan Basri Çantay

أَفَلَا تَذَكَّرُونَ ١٥٥

Hiç de mi düşünmezsiniz?

– Hasan Basri Çantay

أَمۡ لَكُمۡ سُلۡطَٰنٞ مُّبِينٞ ١٥٦

Yoksa (elinizde) açık bir hüccetiniz mi var?

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu